Kuşadası’na veya Selçuk`a gelip de Efes harabelerini
görmemek büyük bir kayıp olur. Efes harabelerini gezmeye karar verdiğinizde
mutlaka profesyonel rehberlik hizmetinden yararlanmanızı tavsiye ederim.
Haziran ile Ağustos aylarında Efes harabeleri sabah 11 ile 15 saatleri arası
çok sıcak olmaktadır, taşlardan yansıyan güneş ışınları ve sıcaklık sizi
rahatsız edebilir. Efes Harabelerini gezmek isterseniz o gün için üzerinize
açık renk rahat kıyafetler giymenizi, güneş gözlüğü, şapka takmanızı ve spor
ayakkabısıyla gezmenizi öneririm. Ayrıca yanınıza yeteri kadar içecek
almalısınız.
Efes Harabeleri Harita
Efes Harabelerine giriş ücreti 25 TL’dir. Öğrenci fiyatı ise
15 TL’dir. Harabelere girişte 25 TL ödeyip Müze Kart alarak
müze ve ören yerlerine 1 yıl boyunca sınırsız şekilde girebilirsiniz.
Öğrenciler için Müze kart 15 TL’dir. (Efes Harabelerinde Yamaç Evleri görmek
ekstra ücrete tabidir. Müze kart burada geçerli değildir.)
Müze Kart Türkiye
Helenistik dönemden günümüze ulaşan bu şehir zaman zaman büyük depremler görmüş yıkılmış ve yeniden inşa edilmiştir. Menderes nehrinin getirdiği alüvyonlardan dolayı liman kenti özelliğini yitirmiştir. Efes gezi alanı olarak 2 km alanda yer almaktadır. Günümüzde Efes harabelerinin %15 i gün ışığına çıkartılmıştır. Büyük gemiler ile Kuşadası limanına gelen turistler Efes harabelerini ve Meryem Ana evini yıl boyu ziyaret ederler.
Müze Kart Türkiye
Helenistik dönemden günümüze ulaşan bu şehir zaman zaman büyük depremler görmüş yıkılmış ve yeniden inşa edilmiştir. Menderes nehrinin getirdiği alüvyonlardan dolayı liman kenti özelliğini yitirmiştir. Efes gezi alanı olarak 2 km alanda yer almaktadır. Günümüzde Efes harabelerinin %15 i gün ışığına çıkartılmıştır. Büyük gemiler ile Kuşadası limanına gelen turistler Efes harabelerini ve Meryem Ana evini yıl boyu ziyaret ederler.
Efes Harabeleri
Efes, Türkiye’nin bati kıyısında yer alan ve İzmir’in Selçuk
ilcesine bağlı Roma döneminden kalan tarihi bir Yunan kentidir. Klasik Yunan
döneminde İyonya’nın 12 şehrinden biridir. Kurulusu Cilalı Tas Devri M.O. 6000
yılına dayanır. Efes, Roma İmparatorluğu döneminde Asya Eyaleti başkentliğini
yapmıştır. Konumu dolayısıyla yine o dönemlerde bati ile doğu arasında köprü
vazifesi gören önemli liman kentlerinden biri olmuştur. Eskiden sahip olduğu
gerek ticari gerek politik önemi dışında Efes, Artemis Tapınağı’na da ev
sahipliği yapması dolayısıyla yurdumuz için önemi oldukça büyüktür. Bilim,
sanat ve kültür alanlarında birçok unlunun yetiştiği yer olan Efes, ayni
zamanda Hıristiyanlığın yayıldığı ilk yer olması sebebiyle bugün Hıristiyanlar
tarafından Hac Yeri olarak benimsenmiştir.
Efes Müzesi
Efes, tarihi boyunca birçok kez yer değiştirdiğinden
kalıntıları yaklaşık 8 kilometrelik geniş bir alana yayılır. Ayasuluk Tepesi,
Artemision, Efes ve Selçuk olarak dört ana bölgedeki harabeler yılda ortalama
1,5 milyon turist tarafından ziyaret edilmektedir. Tümüyle mermerden yapılmış
ilk kent olan Efes’teki başlıca yapılar ve eserler aşağıdadır:
Artemis Tapınağı: Dünyanın yedi harikasından biri
olan Artemis Tapınağı, antik dünyanın mermerden inşa edilmiş ilk tapınağı olup
temelleri MÖ 7. yüzyıla kadar gitmektedir. Tanrıça Artemis’e ithafen Lidya
kralı Croesus tarafından yaptırılan yapı, Yunan bir mimar tarafından
tasarlanmış ve dönemin en büyük heykeltıraşları tarafından yapılmış olan
çeşitli bronz heykellerle süslenmiş. Büyüklüğü 130 x 68 metre ve ön cephesi
diğer Artemis (Ana Tanrıça) tapınakları gibi batıya dönüktür. Tapınak hem bir
pazaryeri, hem de bir dini müessese olarak kullanılıyormuş. Artemis Tapınağı
M.Ö. 356′da adını ölümsüzleştirmek isteyen Herostratus adlı bir Yunanlı
tarafından yakılmış. Aynı gece Büyük İskender doğmuş. Büyük İskender Anadolu’yu
fethettiğinde Artemis Tapınağı’nın yeniden yapılması için yardım teklif etmiş
fakat reddedilmiş. Tapınaktan günümüze sadece birkaç mermer blok kalmıştır.
Celsus Kütüphanesi: Roma dönemi yapılarının en
güzellerinden birisi olan yapı hem kütüphane, hem de mezar anıtı görevini
üstlenmiştir. 106 yılında Efes valisi olan Celsus ölünce, oğlu kütüphaneyi
babasının adına mezar anıtı olarak yaptırmıştır. Celsus’un lahdi kütüphanenin
batı duvarı altındadır. Cephesi 1970-1980 yılları arasında restore edilmiştir.
Kütüphanede kitap ruloları, duvarlardaki nişlerde saklanıyordu.
Celsus Kütüphanesi’nde Konser
Efes Antik Tiyatro: Panayır dağ’ın batı yamacına
kurulmuş olan Efes Antik Kenti Büyük tiyatro, liman yönü olan batıya
bakmaktadır. Böylece şehrin en büyük yapısı gemi ile gelen ziyaretçiler
tarafından çok uzaktan görülebilmektedir. Helenistik dönemde yamacın doğal kaya
yapısı altyapı olarak kullanılarak inşa edilmiştir. 24000 oturma kapasitesi ile
Hellenistik dönemde inşa edilen Efes Antik Tiyatro’su, Efes Harabeleri’nin en
göz kamaştıran kısımlarından biridir. Tiyatro aynı zamanda Efes Harabeleri’nin
en iyi korunmuş ve 150 metrelik çapıyla en büyük alanıdır. Roma İmparatorluğu
döneminde bu tiyatroda pek çok gladyatör savaşı gerçekleşmiş. Yapı tiyatro
gösterilerinin ve gladyatör mücadelelerinin dışında sayısız toplantıya da
hizmet etmiş. Bizans döneminde sahne binasının bir kısmı şehir surlarına
eklenip gözetleme kulesi olarak kullanılmaya başlandığında işlevini
yitirmiştir.
Efes Antik Tiyatro
Meryem Ana Evi: Bülbüldağı’nda Hz. İsa’nın annesi
Meryem’in son yıllarını St. John ile birlikte geçirdiğine inanılan kilisedir.
Hıristiyanlar için hac yeridir ve bazı papalar tarafından da ziyaret
edilmiştir. Meryem’in burada öldüğü mezarının da Bülbüldağı’nda olduğu düşünülmesine
karşın Kitab-ı Mukaddes’de anlatıldığı gibi Meryem’in mezarının Mersin ilçesi
olan Silifke’de olduğuna inanılmaktadır.
Meryem Ana Dilek Duvarı
Yedi Uyuyanlar Mağarası (Ashab-i Kehf): Bizans
döneminde mezar kilisesi haline getirilmiş olan bu yer, putperestlerin
zulmünden kaçan yedi Hıristiyan gencin Panayır Dağı eteklerinde sığındıkları
mağaradır. Dünya üzerinde ilgili mağaranın kendi sınırları içinde olduğunu
iddia eden 33 kent olmasına karşın Hıristiyan kaynaklarının çoğuna göre kent
Hıristiyanlarca kutsal sayılan Efes’tir. Türkiye’de Yedi Uyuyanlar Mağarası
olarak en çok bilinen ve ziyaret edilen mağara ise dönemin önemli bir merkezi
ve St. Paul’un doğum yeri olan Tarsus’takidir. Efes`te 1927-1928 yılları
arasında yapılan bir kazı sonucunda 5. ve 6. yüzyıla ait olan mezarlar
bulunmuştur. Yedi Uyuyanlar’a ithaf edilmiş yazıtlar hem mezarlarda hem de
kilise duvarlarında bulunmaktadır.
Yedi Uyuyanlar Mağarası
St. John Kalesi: Efes bölgesinin en yüksek noktası
olan bu kalede cam ve su sarnıçları bulunmaktadır. Ayrıca St. John Kilisesi’nin
bulunduğu bu tepe Efes Antik şehrinin ilk yerleşim bölgesidir.
Ayasuluk Kalesi
İsa Bey Cami: Aydınoğulları’ndan İsa Bey 1374-1375
yılları arasında Ayasuluk Tepesi’ne bu camiyi yaptırtmıştır. Anadolu cami
mimarisinin ilk örneklerini sergileyen camide zengin süslemeler ve çiniler
görülmeye değer. Cami, 19. Yüzyıl’da kervansaray olarak da kullanılmış. Cami,
Artemis Tapınağı ile St. Jean Kilisesi arasında bulunmaktadır.
İsa Bey Cami
(kaynakça:http://www.geziseli.com)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder